0532 426 06 14
ERKEKLERİN ÖNEMLİ SAĞLIK SORUNU PROSTAT İLTİHABI (PROSTATİT) NEDİR, TANI VE TEDAVİSİ NASILDIR?
Prostat Nedir:Erkekte idrar kesesinin altında bulunan küçük bir salgı bezine verilen isimdir (Resim-1,2,3). Normal prostat ağırlığı yaklaşık 18-20 gram olup Mesane (idrar kesesi) çıkımında idrar yolunu sararmaktadır.
Prostat salgı bezinin fonksiyonu nedir?
Meniyi oluşturan sıvının bir bölümünü (yaklaşık %10-20) salgılamaktır. Bu salgının içinde bulunan maddeler özellikle spermlerin vajinal ortamda infeksiyonla karşılaşmasını önlemekte ve meninin 20-30 dakika içinde akışkan hale gelmesine (likefaksiyon) neden olmaktadır.
Kronik Prostatit (Kronik Pelvik Ağrı Sendromu) nedir?
Prostatit prostatın iltihabi hastalığıdır (enflamasyonudur) ve erkeklerin sıkça karşılaştığı(%8.2) bir prostat problemidir. Genital (üreme organları) veya üriner (idrar yolları) problemlerle doktora giden her 10 erkeğin 4’ünde nedenin prostatit olduğu düşünülmektedir.
Tüm sağlıklı erkeklerde bulunan ve üreme için gerekli olan prostat bezi, vücudumuzdaki diğer her organ gibi iltihaplanabilir. Prostat iltihabı ya da bilimsel adıyla prostatit genellikle genç ve üreme çağındaki erkeklerde görülür. Prostatit hastalığı erken dönemde tedavi edilmezse kronikleşmeye çok yatkındır.
Bazı prostatit türlerinde bakteri olmadan da prostat iltihabı oluşmaktadır. Prostat iltihabı cinsel yolla bulaşan hastalıklardan biri değildir. Ergenlik çağından sonra her yaşta ortaya çıkabilen bir durumdur.
Oldukça sık görülen kronik (müzmin) prostatit, belirtilerinin belirgin olmaması ve çoğunlukla da diğer idrar yolları iltihaplarıyla birlikte bulunması nedeniyle teşhisi gözden kaçabilir.
Prostat İltihabının Çeşitleri ve Nedenleri:
1) Prostatın Bakteriyel Olmayan Kronik İltihabı
a)Enflamatuar (Non bakteriyal prostatit)
b)Nonenflamatuar (Prostatodini)
Erkeklerde çok sık görülen “kronik non-bakteriyel prostatit”, prostatın belirli bir bakteriye bağlı olmaksızın iltihaplanmasıdır.
Prostatit vakalarının %90'nında görülür.
Halsiz bırakan yorucu belirtiler ve ağrılar üç ay veya daha uzun devam eder.
İdrar, meni, prostat salgısından alınan kültürlerde bakteriyel enfeksiyonun kesin kanıtı bulunamaz. Bu nedenle bu prostatit tipinin tanı ve tedavisi son derece zordur. Zaten amaç, hastalığı tamamen ortadan kaldırmaktan ziyade belirtilerin rahatlatılmasıdır.
2) Prostatın Akut Bakteriyel İltihabı
Prostatın akut iltihabı seyrek görülmekle birlikte son derece ciddi bir durumdur. Birdenbire ortaya çıkan bu enfeksiyona pek çok farklı türde bakteri neden olabilir. Ancak çoğu zaman üriner sistem ve kalın barsaklarda bulunan bakteriler prostattaki bu akut iltihaptan sorumludur.
Ateş, üşüme, grip benzeri durum, idrar yaparken ağrı ve yanma, idrar yapma güçlüğü, azalmış idrar akımı, idrar yapma esnasında mesaneyi tam boşaltamama hissi, sık ve acil idrar yapma ihtiyacı, kanlı idrar, ağrılı ejakülasyon en sık görülen yakınmalardır.
Akut bakteriyel prostatit idrar yapamama ve kan dolaşımına enfeksiyon yayılması gibi ciddi problemlere neden olabilir.
3) Prostatın Kronik Bakteriyel İltihabıDaha sık görülen bir durumdur. Üç ay veya daha uzun süren bu prostat enfeksiyonu da bakteriler nedeniyle olur.
Akut prostatitin aksine semptomlar daha yavaş gelişir ve belirtileri kronik non-bakteriyel prostatit ile hemen hemen aynıdır. Birçok hastada kronik bakteriyel prostatit belirti vermez. En belirgin semptom akut idrar yolu enfeksiyonlarının kronikleşmesidir.
Kronik bakteriyel prostatitin nedeni açık değildir. Üriner sistemdeki bakterilere, mesane veya kan enfeksiyonuna bağlı olabilir. Prostat bezinde oluşabilen taşlar veya prostattaki yapısal kusurlar da prostatite neden olabilir. Enfeksiyon bir travma ya da üriner sisteme sokulan bir enstrüman (katater gibi) sonucu oluşabilir. Sinsi seyreden bir hastalıktır, yavaş yavaş gelişir ve şiddeti akut prostatite göre daha azdır. Sık idrara çıkma isteği vardır. Yine idrarda yanma ve idrarı yaparken zorlanma görülür. Ateş fazla yükselmez. Cinsel isteksizlik görülür. Boşalma sırasında ağrı hissedilir. Bağırsaklarda gerilme hissi vardır. Bunların dışında yine makat bölgesinde ve testislerde ağrı duyulur.
4) Prostatın Asemptomatik Enflamasyonu
Çok az idrar yakınmaları ve pelvik ağrı için karakteristiktir. Hastalar genellikle 20-45 yaşlarındadır. Prostatik sekresyonda enflamasyon hücreleri yoktur ve enfeksiyon saptanmaz. Genellikle işeme esnasında mesane boynu ve sfinkterin gevşemesini önleyen bir fonksiyonel bozukluk olabilir.
Kronik Prostatit’in Belirtileri Nelerdir?
Stres ve psikolojik gerginlik içinde olan insanlarda idrarı tutan kasın çok kasılması bu hastalığa yakalanma ihtimalini yükseltir. Bununla birlikte uzun yıllar bisiklet ve motosiklet kullanma, sürekli oturarak çalışan bir meslek grubunda olma (uzun yol şöförlüğü vs.) yine bu hastalığın gelişiminde etkili olabilir.
Sık idrara çıkma
İdrar yaparken hafif ağrı ve güçlük
Azalmış idrar akımı
Ani sıkışma hissi
Genital veya bel bölgesinde hafif ağrı
Koitus (ilişki) sırasında rektum ile penis arasında batıcı bir ağrı
Ereksiyonun zayıflaması
Cinsel isteğin azalması
Erken boşalma
Ağrılı boşalma
Semende kan görülmesi
Hafif ateş
Kas ağrıları
Prostat İltihabı Tedavisi Nasıldır?
Kronik prostat iltihabı tedavisinde; genelde antibiyotik kullanılır. Ortalama 4 hafta boyunca bu antibiyotik tedavisi uygulanır. Hastalık tekrarlar ya da tedaviden sonuç çıkmazsa bu tedavi süresi uzatılabilir. Bunun yanında şişliği ortadan kaldırmak ve idrarın rahat yapılmasını sağlayacak ilaç tedavisi uygulanabilir. Çok nadir durumlarda ise ameliyat uygulanır. Tedavisi zor bir rahatsızlıktır.
Akut prostat iltihabı tedavisinde; paranteral(enjeksiyon) ve oral(ağızdan) olmak üzere yoğun antibiyotik tedavisi uygulanır. Septisemi dediğimiz tehlikeli enfeksiyona neden olabilen bir durum olduğundan ciddi bir bakım gerekir. En az iki hafta süreyle uygulanır. İdrar yaparken zorlanan kişilere sonda takılabilir. Damar içi ilaç tedavisi de yapılabilir.
Antibiyotikler: Tüm prostatit tiplerinde antibiyotikler ilk tercihdir. Kronik prostatit olgularının yaklaşık %90’ının etiyolojilerinin nonbakteriyel olduğuna inanılmasına rağmen, birçok hastaya antibiyotik tedavisi uygulanmaktadır. Bunun temelinde kültürü negatif hastaların antibiyotik tedavisine yanıt vermesi, tüm kategorilerdeki hastaların yaklaşık yarısının kinolon tedavisinden yararlanması gibi nedenler vardır. Bir ilacın prostata nüfuz etmesi için lipidde yüksek oranda erimesi ve serum proteinlerine de olabildiğince az bağlanması gereklidir. Birçok antibiyotik serumda iyonize olduğu ve iyonize ajanlar da prostat epitelini geçemediği için pek çok antibiyotik prostat enfeksiyonlarının tedavisi için uygun değildir. Bu durumda ilk aşamada uygulanmak için en uygun antibiyotikler trimetoprim-sulfametoksazol ve kinolonlardır (norfloksasin, ofloksasin, siprofloksasin ve levofloksasin). İkinci tercih ise Fosfomisinler, tetrasiklinler ve makrolidlerdir. En az 2-4 haftalık tedavi sonrası faydası ortaya çıkmaktadır.
Antienflamatuar ajanlar: Nonsteroidal antienflamatuvar ajanlar, steroidler ve immünsüpresifler teorik olarak prostat içindeki enflamatuvar patolojileri düzeltir ve semptomlarda düzelme sağlarlar.
Kas gevşeticiler: Özellikle pelvik ağrı sendromunda diazepam ve baklofenin yararlı olduğu bildirilmişse de bu konuda da yeterli çalışma yoktur.
Alfa blokerler: Zor idrar yapma şikayeti varsa bu durum üriner sistemdeki bir daralmaya/tıkanmaya bağlı olabileceği için tedavide alfa bloker ilaçları kullanılabilir. Bu ilaçlar mesane boynu ve prostatı rahatlatır.
Depresyon veya Nöropatik ağrı: Trisiklik antideprasan,Pregabalin,Akapunktur
Perineal/Pelvik kas duyarlılığı: Lokal sıcak uygulama, fizyoterapi ve kas gevşetici tedavi
Erektil Disfonksiyon: ED tedavileri
Prostat içindeki iltihaplı salgının mekanik drenajı: Prostatit tedavisinin en eski yöntemlerinden birisi olan prostat masajı, enfeksiyona neden olabilecek konjesyonu azaltır. Yineleyen prostat masajının intraprostatik kanalları açtığı, dolaşımı düzelttiği ve antibiyotiklerin dokuya geçişini iyileştirdiği görülmektedir. Yeni geliştirilmiş geniş spektrumlu antibiyotiklerin kullanılması ile prostat masajı eskisi kadar uygulanmamaktadır.
Prof.Dr.Mehmet BAYKARA
LARA ANADOLU HASTANESİ
Bu web sitesinde yer alan yazılı ve görsel içerikler, yalnızca ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Web sitemizde yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Burada yer alan bilgiler asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.
©2016 Prof.Dr.Mehmet BAYKARA Her Hakkı Saklıdır.